Oğuz Atay'ın ilk romanı olan Bir Bilim Adamının Romanı, Profesör Mustafa İnan'ın hayat hikayesini konu alır. Roman, Mustafa İnan'ın öğrencisi olan bir anlatıcının, hocasının hayatını çeşitli kaynaklardan (anıları, mektupları, konuşmaları vb.) derleyerek oluşturduğu bir biyografidir. Ancak bu biyografi, klasik bir biyografi anlayışının çok ötesine geçer. Atay, İnan'ın hayatını anlatırken, aynı zamanda Türkiye'deki eğitim%20sistemi, bilim%20anlayışı, entelektüel%20çevreler ve toplumsal%20değişim gibi önemli konuları da eleştirir ve sorgular.
Roman, Mustafa İnan'ın çocukluğundan başlayarak, mühendislik eğitimi alması, akademik kariyerinde yükselmesi ve sonunda saygın bir bilim insanı olarak tanınmasına kadar olan süreci anlatır. Ancak bu süreç, sadece başarılarla dolu bir hikaye değildir. İnan'ın hayatında karşılaştığı zorluklar, hayal kırıklıkları, yalnızlık ve yabancılaşma da romanın önemli bir parçasıdır. Atay, İnan'ın iç dünyasını derinlemesine inceleyerek, onun idealist kişiliğini, bilim aşkını ve ülkesine duyduğu bağlılığı ortaya koyar.
Bir Bilim Adamının Romanı, sadece bir biyografi değil, aynı zamanda kimlik%20arayışı, anlam%20yoksunluğu ve varoluşsal%20sorgulamalar gibi evrensel temaları da işleyen bir romandır. Atay'ın kendine özgü üslubu, ironik anlatımı ve postmodern teknikleri, romanı Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri haline getirmiştir.